Uluslararası öğrenciler için Dil öğrenimi ipuçları

ɫèAV Languages
Sırt çantasıyla gülümseyen bir kadın, arka planda birçok insanla birlikte Arnavut kaldırımlı bir meydanda duruyordu

Okuma süresi: 4 dakika

Yurtdışında mı okuyorsunuz (ya da yakında olacak), yeni bir dil öğreniyor musunuz ve dil becerilerinizi gerçek dünyada uygulama yolları konusunda biraz ilhama mı ihtiyacınız var? Merak etme. Özellikle bilmediğiniz bir yerde nasıl başlayacağınızı bilmek göz korkutucu olabilir, ancak biraz çaba sarf ederek ve bu faydalı ipuçlarını izleyerek dil becerilerinizi geliştirebilecek ve yurtdışında eğitim deneyiminizden en iyi şekilde yararlanabileceksiniz.

Uluslararası öğrenciler için Dil öğrenimi ipuçları
Gizlilik ve çerezler

İçeriÄŸi izleyerek, ɫèAV'ın bir yıl boyunca pazarlama ve analiz amacıyla izleyici verilerinizi paylaÅŸabileceÄŸini ve bunu çerezlerinizi silerek geri alabileceÄŸinizi onaylamış olursunuz.Ìý

1. Üniversite gruplarına veya topluluklarına katılın

İlgi alanlarınıza uygun kulüp ve toplulukların aktif bir üyesi olmak.

Aktif olarak katılın: Katıldığınız gruplar tarafından düzenlenen düzenli toplantılara ve etkinliklere katılın. Bu etkinliklere aktif olarak katılarak, benzer ilgi alanlarını paylaşan akranlarla etkileşim kurma ve çeşitli sohbetlere katılma fırsatına sahip olacaksınız. Aslında, bir grup komitesine katılarak liderlik rolü üstlenmeyi bile düşünebilirsiniz. Bu, daha fazla dil deneyimi kazanmanızı ve grubun başarısına katkıda bulunmanızı sağlayacaktır.

Projeler üzerinde işbirliği yapın: Grup içinde işbirlikçi projeler başlatın veya bunlara katılın. Projeleri hedef dilde tartışmak ve planlamak sadece dil becerilerinizi geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda ekip çalışmasını ve yaratıcılığı da geliştirir.

2. Ayak işleri sırasında konuşmaları başlatın

Günlük rutininiz sırasında konuÅŸmaları baÅŸlatarak sıradan iÅŸleri dil öğrenme fırsatlarına yükseltin. İster kasiyerle ister otobüsteki biriyle konuÅŸmak olsun. Uzun olmaları gerekmez, kısa karşılaÅŸmalar bile pratik yapmanıza yardımcı olabilir.Ìý

Kelime dağarcığını genişletin: Ayak işleri sırasında konuşmalara katılırken, günlük görevlerle ilgili belirli kelimelere dikkat edin. Yol tarifi istemek veya ürünler hakkında soru sormak gibi bu durumlarda yaygın olarak kullanılan ifadeleri kullanarak kendinizi ifade etme alıştırması yapın.

Yerel argo ve ifadeler: Gayri resmi ortamlar genellikle sizi yerel argo ve ifadelere maruz bırakır. Bunları not edin ve daha doğal ve yerel kültüre bağlı görünmek için konuşmalarınıza dahil edin. Aynı zamanda yerel topluluğun bir kısmına aşina olmak için harika bir yoldur.

3. Üniversite ve kültürel etkinliklere katılın

Etkinliklere ve festivallere aktif olarak katılarak yerel kültürü deneyimleyin; Bu, tek organize etkinlikler veya yerel etkinlikler aracılığıyla olabilir.

Yerlilerle etkileşim kurun: Kendinizi gözlemle sınırlamayın; Kültürel etkinlikler sırasında yerel halkla aktif olarak etkileşim kurun. Merakınızı ifade edin, deneyimlerinizi paylaşın ve farklı kültürel unsurların önemi hakkında bilgi alın. Bu etkileşim hem dili hem de kültürel anlayışı geliştirir.

Belgeleyin ve yansıtın: Etkinliklere katıldıktan sonra deneyimleri ve düşünceleri kaydetmek için bir kültürel günlük veya karalama defteri baÅŸlatın; Dil öğrenimini güçlendirir ve kültürel keÅŸiflerin kiÅŸisel bir kaydını saÄŸlar. ÌýAyrıca gelecekte geriye dönüp baktığınızda eÄŸlenceli olayları hatırlamanın güzel bir yolu.

4. Gönüllülük ve iş fırsatları

Üniversitenizin öğrenci birliği veya yerel topluluk içindeki gönüllülük/çalışma fırsatlarını keşfedin.

Etkinlik planlama ve koordinasyon: Mümkünse, etkinliklerin planlanmasına ve koordine edilmesine katılın. Bu katılım, sizi e-posta taslağı hazırlamaktan lojistiği koordine etmeye ve dil yeterliliğinizi genişletmeye kadar çeşitli görevlere ve iletişim senaryolarına maruz bırakır. Ek olarak, özellikle iş arayan yeni mezun biriyseniz, özgeçmişinize değerli bir katkı olabilir.

Ağ oluşturma fırsatları: Gönüllülük fırsatları, geleneksel rollerin ötesine geçebilir ve size ağ oluşturma fırsatları sunabilir. Bazı üniversiteler, aday öğrencilere ve ailelerine açık günlerde rehberlik etmek veya kampüs turlarına yardımcı olmak gibi işler için geçici ücretli pozisyonların reklamını yapabilir. Uluslararası bir öğrenci olarak benzersiz bir bakış açısı sunabilirsiniz.

Yalnızca dil becerilerinizi kullanmak için değil, aynı zamanda ek gelir elde etmek için (vizeniz izin veriyorsa) bu ücretli pozisyonlara başvurmayı düşünün. Aday öğrenciler ve aileleriyle etkileşim kurmak, dil becerilerinizi profesyonel bir bağlamda uygulamak için eşsiz bir şans sunar.

5. Çalışma gruplarına katılın

Sınıf arkadaşlarınızla çalışma gruplarına katılarak akademik arayışlarınızı ve dil becerilerinizi tamamlayın. Bu, yeni arkadaşlar edinmeye bile yol açabilir.

Tartışın ve tartışın: Çalışma grubunuzda açık tartışmaları ve tartışmaları teşvik edin. Fikirlerinizi hedef dilde ifade etmek ve savunmak, sizi eleştirel düşünmeye ve düşüncelerinizi daha etkili bir şekilde ifade etmeye zorlar.

Akran geri bildirimi: Grup içinde geri bildirim isteyin ve sağlayın. Akranlardan gelen yapıcı eleştiriler ve dil düzeltmeleri, destekleyici bir öğrenme ortamına katkıda bulunur ve iyileştirme alanlarının belirlenmesine yardımcı olur.

6. Sosyal medyadaki üniversite gruplarına katılın

Arkadaş edinmeye adanmış sosyal medya grupları aracılığıyla üniversitenizdeki diğer öğrencilerle bağlantı kurun. Henüz üniversiteye başlamadıysanız, yakında başlayacak başkalarını arayan insanlar için hala gruplar mevcuttur.

µþ³Ü±ô³ÜÅŸ³¾²¹±ô²¹°ù: DiÄŸer öğrencilerle yüz yüze buluÅŸmalar düzenlemek veya bunlara katılmak için sosyal medyayı kullanın. Bu gayri resmi toplantılar, dil pratiÄŸi için rahat bir ortam saÄŸlar ve birbirinizin benzersiz dil geçmiÅŸlerinden öğrenmenize olanak tanır. Ayrıca yerel bölgedeki yeni yerleri ziyaret etmek için harika bir bahane.

Çevrimiçi tartışmalar: Bu gruplar içinde çevrimiçi tartışmalara katılın. Hem yazılı hem de konuşma dili becerilerini geliştirmek için ilginç makaleler paylaşın, sorular sorun ve sohbetlere katılın. Bu gruplar genellikle yerel bilgi edinmek veya üniversitedeki yaşam hakkında daha az bilinen ipuçları edinmek için de yararlıdır.

Uluslararası bir öğrenci olarak, arkadaÅŸlarınızdan ve tanıdık olandan uzakta olmanız muhtemeldir, ancak kendinizi oraya çıkmak için zorlayabilirseniz, dil becerilerinizi geliÅŸtirmek zor olmamalıdır. ÌýBelki de bu ipuçlarından sadece birkaçını takip ederek baÅŸlayın ve dil becerilerinizi kısa sürede geliÅŸtireceÄŸinizden ve hatta yol boyunca yeni arkadaÅŸlar ve anılar edineceÄŸinizden emin olabilirsiniz.

Dil öğrenme uygulamamız ile dil becerilerinizi geliştirin.

UK'da yurtdışında eğitim almak mı istiyorsunuz? Yazılarımıza göz atmayı unutmayın Uluslararası öğrenciler: Hangi UK üniversitesi sizin için en iyisidir?

ɫèAV'dan daha fazla blog

  • Understand your English level

    By Sam Colley
    Okuma zamanı: 4 minutes

    Learning English as a second language is a journey that can be fun and tough. A key part of this journey is knowing your current skill level. The Global Scale of English (GSE) helps learners check their skills. The GSE is a scale from 10 to 90 that measures English ability. It gives clear information about what learners can do at each level. In this blog, we’ll look at how to find out your English level using GSE scores, levels, and "I can..." statements.

    Why understanding your English level matters

    You may wonder, ‘Why is it important for me to know my language level’? If you start studying without knowing your skill level, you might feel overwhelmed, frustrated, or find learning too easy and be put off or not make any learning progress.
    Knowing your English level helps you in many ways, such as to:

    1. Set realistic goals: Tailor your learning objectives to your current abilities.
    2. Choose appropriate materials: Select books, courses, and resources that match your proficiency.
    3. Track progress: Measure improvement over time and stay motivated.

    GSE levels and what they mean

    The GSE levels range from Starter to Expert, each with specific "I can..." statements that describe what you should be able to do at that level. Here’s a breakdown of each level, along with some practical examples:

  • English is the language of AI - why teaching it matters

    By Sam Colley
    Okuma zamanı: 3 minutes

    In the rapidly evolving age of artificial intelligence (AI), language plays a critical role in shaping the future of technology. English, in particular, has emerged as the dominant language in the AI domain, driving innovations, collaboration and accessibility. As we delve deeper into the digital age, the importance of teaching English becomes increasingly evident. Here are some key points that underscore why English is essential in the realm of AI and why its teaching matters.

    Global collaboration and research

    AI is a field that thrives on collaboration and the sharing of knowledge. Researchers, developers and engineers worldwide contribute to the collective advancement of AI technologies. English is the common linguistic thread that binds this global community together, enabling seamless communication and collaboration among these diverse professionals.

    By teaching English, we empower individuals from various linguistic backgrounds to participate in global research projects, attend international conferences and publish their findings in widely accessible journals. This global exchange of ideas not only accelerates the pace of AI innovation but ensures that advancements are inclusive and representative of a wide array of perspectives.

    Access to educational resources and technical documentation

    Many AI research papers, educational materials, textbooks, online courses and technical documents are published in English. Leading AI platforms, libraries and frameworks, offer extensive documentation and support primarily in English.

    By equipping individuals with English language skills, we empower them to access these invaluable resources. This democratizes the learning process, allowing aspiring AI practitioners from non-English-speaking regions to acquire the knowledge and tools needed to contribute effectively to the field.

    Enhancing communication and language learning with AI systems

    As AI systems become more integrated into our daily lives, the ability to communicate effectively with these systems is paramount. Many AI-driven applications, from virtual assistants like Siri and Alexa to customer service chatbots, operate predominantly in English. Teaching English ensures that users can interact seamlessly with these technologies, maximizing their utility and enhancing user experience.

    Moreover, as continues to advance, proficiency in English allows individuals to better understand and contribute to the development of more sophisticated and intuitive AI communication interfaces.
    Ìý

  • placeholder

    How to write a spooky story: tips for English language students

    By Sam Colley
    Okuma zamanı: 4 minutes

    How to write a spooky story: tips and tricks for English language students

    Halloween is the perfect time to let your imagination run wild and create a spooky story that will send shivers down your readers' spines. If you're a student learning English, or an ESL teacher hoping to inspire and enthuse your students, writing a Halloween-themed story can be a fun way to practice your English skills. In this blog, we'll guide you through the process of writing a spooky story step by step, from brainstorming ideas to polishing your final draft. Let's get started!